10 Haziran 2009 Çarşamba

Çelenkli Açılış

"Bir ara sende yazmalısın." diyordu o yada "Yazmalısın sen de bir ara." diyerekten cümleyi devrik kurup daha etkili anlatmalısın kendini. Kendini anlatmaksa kasıt bunu yapmanın bin bir türlü yolu var deyip banane diyemedim ona. Salıverdim kendimi, parmaklarım gevşeyiverdi, zihnimden dilime yetişip oradan kendini rahatça dışarı atamayan sözlerim elimdeki "O" ile daha rahat ulaştı dışarı.


"O" konuşmazken artık ben söz verircesine düşündüm bu kez "Burada herkesin düşündüğünden daha fazla düşünmeye çalış ama herkesin anlayacağı bir dilden anlat." diye. Zaten en büyük sorun bu olmamış mıydı en başından beri. Yazanlar hep bu şekilde ikiye ayrılmamış mıydı? Kimisi kendi yazdığını bile anlamazken kimisi okumasını dahi bilmeyene anlatmıştı derdini.

Yazmaya başlamışsan, yazmaya mahkumsundur diye büyük bir laf edip açılışı yapıyorum. Çelenklerinizi girişe bırakmayı unutmayın. Ne de olsa halen bu memleketteyiz. İşin aslına gelince milyonlarca satır yazsamda, yazmak benim harcım değildir belki de kimbilir?

Read more...
<<